Ucuz diye değil kaliteli diye alıyorlar

Ucuz diye değil kaliteli diye alıyorlar

Ucuz diye değil kaliteli diye alıyorlar

Yat Turizm Derneği Başkanı ve Begüm Yatching Yönetim Kurulu Başkanı Begüm Doğulu, “Türk yatları yurtdışında çok rağbet görüyor. Artık ucuz olduğu için değil, kaliteli imalat olduğu için satın alıyorlar. İmalat sanayinde önümüz açık” dedi.

Türkiye’de yatçılık deyince akla gelen ilk isim Begüm Doğulu’dur. Çekirdekten yetişmedir, mesleğin her aşamasını görmüştür ve dünyadaki gelişmeleri de yakından takip eder. Yat Turizm Derneği Başkanlığı görevini de yürüten Begüm Doğulu’yla BosphorusBoat Show’da bir araya geldik. Begüm Doğulu mesleğe başlama hikayesini ve başarısının sırlarını anlattı:

– Sektöre nasıl adım attınız? Yatçılık hayaliniz miydi?
“Ben 1968 doğumluyum. Gençliğimizde yat sektörü diye bir sektör bilinmiyordu. Denizcilik bile Türkiye’de daha yeniydi. İlk yat limanı profesyonel ve uluslararası anlamda Kuşadası’nda kurulmuştu. Orayı da devlet işletiyordu. Ben İzmir doğumluyum. İzmir Özel Türk Koleji’nden sonra güzel sanatlar fakültesinde okuyup İngiltere’ye gittim. Döndüğümde bir yat firmasının sahibi, o zaman lisen bilen çok eleman olmadığı için beni ısrarla işe almak istedi. İşi bilmediğimi söylememe rağmen, ‘Ben seni eğitirim. Lisan bilmen yeterli’ dedi. Orada çok verimli bir 5 sene geçirdim. Çok şanslı olduğumu söyleyebilirim. Çok iyi bir patronum vardı. Beni eğitti ve sahaya saldı. Her sorumluluğu da üzerime yıktı küçük yaşımda. Daha sonra kendisi biraz pasif bir hayata geçmek istediği için, ben de müsaade rica ettim. 1997 yılında kendi firmamı kurdum Kuşadası merkezli. Yatçılığa girişim de bu şekilde oldu. Daha önce böyle bir hayalim yoktu, vizyonum yoktu, fikrim de yoktu.”

– Sizin için yatçılıkla ilgili her şeyi bilir diyorlar?
“35 yıldır aynı işi yapınca işe vakıf oluyorsunuz. Ne konuştuğunuzu biliyorsunuz. Tepeden tırnağa yaptığım her işin detayını kendim bilirim. Benim en büyük şansım şu: Bazen insanlar derki ne şanslıyım. Çok güçlü bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldim. Ben karakter olarak çok güçlü bir babanın çocuğu olarak dünyaya geldim ama madden değil. Kendim güçlü oldum. Neden? Çünkü bugün yanımda beni çalışıp tehdit edebilecek hiç bir elemanım yok. Her elemanın yaptığı işi bilirim. En az onun kadar bilirim. O giderse, gerekirse onun yaptığını ellerimle yaparım. Onu yapabilecek bilgi ve yetiye sahibim. Bence patron olabilmek için ustalığını yaptığın işin çıraklığınıda bilmelisin diye düşünüyorum.”

– Sektördeki hedefleriniz neler?
“Begüm Şirketler Grubu’nu oluşturduk. 1997’de Begüm Yachting kuruldu. Artık grup şirketler yaptık. Çünkü ihtiyaç hasıl oldu. Yatlarımızın sayısı çoğaldı. En önemli sıkıntı yiyecek içecek tedariğinde yaşanmaya başladı. Bizim Türkiye’de verdiğimiz kalite ve standart, yatçının beklentisi ile uyuşmamaya başladığı için problem yaşamaya başladık. Bende bunun önlemini alabilmek için profesyonel bir ekip kurup TPS dediğimiz kumanya firmasını kurdum. İstanbul’dan Antalya’ya kadar her limanda frigolu kamyonetlerimiz, bilgili eleman ve lokal depolarımız ile artık üst seviyede kendi kumanya ikmalimizi yapmaktayız. 2005 yılında Barka Shipyard markası adı altında tersanemizi kurduk. İhracat kapsamında olduğu için ülke ekonomisine çok ciddi katkıları oldu. Daha sonra Vares Limuzin adı altında limuzin firmasını kurduk. Bunun sebebi, müşterimizin talep ettiği üst segment araçları güneyde bulamamaktan dolayı sıkıntı yaşıyorduk, İstanbul’dan getiriyorduk. İnanılmaz fahiş ücretler talep ediliyordu. Bundan kurtulmak için şirketimizin bünyesine lüks segmentli araçlar aldık. Son iştirakimiz Begüm Airise deniz uçağı ile müşteri kendi uçağından indiğinde alıp denizde yatına, direkt yatının yanına indirebiliyoruz.”

– Yılda kaç yat üretiyorsunuz?
“Biz şuan yat bakım onarımı yapıyoruz ama istersek imal de edebiliriz. Mesela şuan 35 metrelik kendim için ticari bir yat imal ediyorum. Tercihimiz bakım onarımdan yana. Çünkü zahmet ve sorumluluğu daha az. Tekne imal etmek gerçekten çok büyük sorumluluk. Orta ayar bir tekneyi 24 aydan aşağı bitirmek mümkün değil. Bakım onarım 3 ay, 4 aylık bir süre. Hem nakite dönüyorsunuz, hem de sorumluluğu daha az. Aynı anda daha fazla iş yapabilme yetisine sahipsiniz. Biz onun için bakım onarımı tercih ediyoruz.

– Türkiye’deki yat sektörünü nasıl değerlendiriyorsunuz ?
“Türkiye’deki yat sektörünü ikiye ayırıyorum. İlki imalat kısmı ikincisi ise kiralama kısmı. İmalatta gerçekten ülkenin önünün çok açık olduğuna inanıyorum. Çünkü dünyada markalaştık ve güven tesis ettik. Türk markaları yurtdışında çok rağbet görüyor. Artık ucuz olduğu için değil, kaliteli imalat olduğu için Türk yatları satın alınmaya başlandı. Özellikle bazı markalar Monaco Fuarı’nda çok ön plana çıktı. Gurur duyuyorum. Önü çok daha açık. Ama kiralamaya gelince maalesef Türk bayraklı filomuz yok. Dünyanın her yerinde her ülkenin kendisine ait filosu var. Maalesef bizde biraz yatırımcımız elinin taşın altına koyup da Türk bayraklı ticari bir filo olamadı. Olmadı. Olması için ben şuan elimden geleni yapıyorum ki bizim Türk imalatı teknelerimize Türk bayrağı çekelim, burada kiraya verelim ki insanlar daha çok öğrensin. Çünkü insan bir tekneyi almadan önce denemek ister. Deneme seyri diye fuara gittiğinizde en fazla içine sokup gezdiriyorlar. Ama kiraladığınızda içinde 1 hafta yaşıyorsunuz. Yunanlıların en çok yaptığı budur. Yatları imal ederler aslında satmak için. Kiraya verirler. Yatı kiraladığında beğeniyor ve gidip alıyor. Çok güzel bir pazarlama sistemi yaratmış. Ben aynısını Türk sektörüne uyarlıyorum ve öneriyorum.

– Mercedes Benz yatlarının Türkiye’deki distribütörlüğü nasıl gelişti?
“Mercedes Benz zaten motor yat imal etmeye başlayarak yat pazarına girmişti. Şuan Avrupa’da satış ofisleri var. Mayorka’da ve Dubai’de de varlar. Türkiye’ye de girmek istediler ve bizi tercih ettiler. Bunun sebebinin, uzun yıllardır piyasada olmama, tüm semimer ve fuarlara katılmama bağlıyorum. 30 yıldır aynı firma ve aynı insanı görünce bir güven tesis ediliyor. Markalaşmak da böyle oluyor. Güven tesis ederseniz de devamı geliyor. Yurtdışındaki firmalara bakıyorsunuz, mesela Since 1890 yazıyor. Yani kaç yılında kurulduğu. Bu aslında o markanın güvenilirliğinin temsilidir. Biz de 30 yıldır piyasada olduğumuz için, hiçbir müşterimize sıkıntı yaşatmadığımız ve hiçbir müşterimizle sorun yaşamadığımız için bir güven tesis ettik. Mercedes ciddi bir firma. Dünya markası neticede. Çeşitli kaynaklardan bizim hakkımızda bilgi edinmek istemişler. Kime gitseler ‘Begüm ile çalışın’ demişler. Sonra beni aradılar. ‘Monaco’da bir toplantı yapabilir miyiz’ dediler. Biz sana distribütörlük vermek istiyoruz dediler. Gittim, konuştuk ve anlaştık. Bugün de buradayız.”